Hızlı şehirleşmenin getirdiği riskler
Bugün insanlığın %55'i büyük şehirlerde yaşamaktadır. Birleşmiş Milletlerin yaptığı araştırmadan ise 2050 yılında bu oranın %68 ulaşması beklenmektedir. En çok yeni şehirleşmeler ve  mevcut şehirlerin büyümesi özellikle en çok gelişmemiş ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde öngörülmektedir. Biraz daha spesifik olursa şehirleşmenin Afrika ve Asya ülkelerinde daha hızlı büyüyeceği düşünülmekte. Peki hızlı şehirleşme ile birlikte nüfusun şehirlere akması sonucu insanlığa nasıl bir tehdit oluşturacak?
Gelecekte şehirleşmenin getireceği tehditler.

Çevresel Tehditler

Şehirlerde yaşanacak olan nüfus yoğunluğu öncelikli olarak doğal ekosisteme zarar verecek ve iklimlerin seyri değişecek. Yazlar daha sıcak olurken, kışlar sert ve kurak geçecek. Ara mevsimlerde yumuşak geçişler yerine, sert fırtına, şiddetli yağmur ve hortum gibi doğal felaketler sıkça görülecek. Böylesine hava şartları, öyle ki şehrin bulunduğu iklim koşullarından bağımsız olarak ortaya çıkacak. İklim koşulları şehirde yaşayan insanları sık hastalanmasına ve hatta salgın hastalıklara bağlı ölümlere sebebiyet vereceği öngörülmekte.

Sürdürülebilir Kaynaklar

Şehirlerin büyümesi ile enerji, su ve gıda gibi temel ihtiyaçları sağlayan kaynaklar tükenebilir boyuta erişecek ve sürdürülebilirlik riski ortaya çıkacak. Özellikle temiz suya erişim, şehirlerde ki insan yoğunluğu arttıkça zorlaşacak ve tarım için ayrılan su kaynakları şehirler için kullanılmaya başlanacak ki bu da esasında gıdaya erişimi zorlaştıracak ve tarım arazilerinin azalması ve tarım yapmanın yüksek maliyeti sebebiyle, gıda fiyatları yükseltecek. Diğer taraftan enerji arzı talebi karşılamada yetersiz kalacak ve enerjide fosil yakıt kullanımı çoğalacak. Her ne kadar, gelişmiş ülkelerin ekonomisi güçlü olduğundan alternatif yenilenebilir enerji üretiminde bireysellik ön plana çıkaracak olsa da gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde enerji en büyük tehditlerden birisi hale gelecek.

Fırsat Eşitliği

Yüksek nüfus, farklı ekonomik dinamikler oluşturarak gelir dağılımında yüksek uçurumlar ortaya çıkaracak. Özellikle, zenginleşirken yaşanan hız karşısında, ekonomide geciken reformlar gelirin eşit dağılımını engelleyeceği öngörülmekte. Gelir dağılımında yaşanacak olan sıkıntılar, sosyal ve kültürel olarak şehir içinde farklı kültürlerin oluşmasını sağlayacağı düşünülmekte. 

Teknolojide Gelişmeler

Gelecekte, şehirleşmenin büyümesi ile birlikte otoritelerin, teknolojiden yoğun bir şekilde faydalanarak akıllı şehir yönetim sistemleri daha sık ve geniş alanlarda kullanılacağı düşünülmekte.  Bu konuda özellikle uzak doğuda (Singapur), bireysel enerji üretimi ve insan yapımı küçük ekenek alanlar konusunda bir takım gelişmeler şimdiden başladı. Teknolojiden sürdürülebilirlik alanlarda örneğin, kendini soğutabilen yapılar, yenilenebilir enerji üreten yapılar ve nesneler arası internet ile bakıma muhtaç kişilerin teknoloji sayesinde desteklenmesi ve yaşam konforunun arttırılması öngörülmekte. Diğer taraftan yine teknoloji ile akıllı ulaşım sayesinde, bir nebze olsun trafikte rahatlama yaşanması beklense de, en fazla alternatif ulaşım araçlarının çeşitliliği seyahatlerin kolaylaşmasını sağlarken daha da pahalı olmasını sağlayacaktır. Tüm şehirleşmenin getirdiği teknoloji, yüksek yaşam standardı ve konfor sağlasa da esasında bu teknolojiye erişim ve kullanımdan fiyatlar sebebiyle herkes faydalanamayacak.

Yönetim Anlayışı

Şehirlerin büyümesi ve hızlı bir şekilde kalabalıklaşması konvansiyonel yönetimde değişiklik anlayışını ortaya çıkaracak. Her şehir kendi, bütçe, fiziki şartlar, ekonomi ve pazar büyüklüğü, demografik yapısı ve sosyokültürel özelliklerine göre esnek yönetim anlayışına sahip olması beklenmekte. Gelecekteki yönetim anlayışını şekillendirecek bir çok unsur olmasına rağmen, temel motivasyon, eşitlik, refah ve sürdürülebilirlik olması beklenmektedir.  

Post a Comment

Teşekkürler.

Daha yeni Daha eski