Microsoft 2018 yılında yaptığı araştırma çalışmaları sonucu, tüp şeklinde bir konteyner içine veri merkezi yaparak İskoçya'nın Orkney adalarında deniz tabanına tam 117 fit (35 m) derinliğe bıraktı ve iki yıl boyunca bu veri merkezini bulut sunucu olarak kullandı. 2020 yılında ise iki yıl boyunca yaşanan deneyimlerler ile birlikte, konteyneri geri almak amacıyla veri merkezini su yüzeyine çıkarıp üzerinde inceleme yaparak değerlendirme raporu hazırladı ve web sitesinde yayınladı.
Araştırma ekibi, okyanus tabanında veri merkezi olarak kullanılan konteynerin iki yıl boyunca performans ve güvenilirliğini takip ve test etti. Üstelik sadece veri merkezini değil, atık, enerji ve su ile ilgili sürdürülebilirlik kapsamında da çalışmalar yaptılar.
Su altı veri merkezi, özellikle kritik müşterilerinin, taktik ve stratejik öneme sahip veri merkezlerini dağıtması ve çalıştırılması için alternatif yaratabildiğine dair sonuç çıkardılar. Microsoft Azur üst yöneticisinin "Veri merkezlerini insan dokunuşuna ihtiyaç duymayacak kadar güvenilir hale getirmek bizim hayalimiz" açıklaması Microsoft'un bu konudaki vizyonunu ne bir şekilde ortaya çıkardığını söylemek mümkün.
Su altı veri merkezi fikri ilk olarak 2014 yılında ThikWeek etkinliğinde Microsoft tarafından açıklanmıştır. 2015 yılında Pasifikte 105 günlük bir test yapılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Projenin ikinci aşaması için lojistik, gemi yapımı ve yenilenebilir enerjiler ile ilgili süreçlerin geliştirilmesi sonrası çalışma başlatılmıştı. Naval Grup ile anlaşma ile birlikte konteyner su altına indirilmiş, devreye alınmış ve iki yıl boyunca bakım, izleme, testleri yapılmıştı.
Orkney adaları ya da kuzey adaları denilen bölge, su akıntılarının ve gelgitlerin yoğun yaşandığı bir yer olduğu için özellikle yenilenebilir enerji projelerinin yoğun olarak yapıldığı bir bölge. Dolayısı ile inovasyona hiç yabancı bir bölge değil. Diğer taraftan su akıntıları ve gelgitler veri merkezinin konumlandırılması ve daha sonrada geri alınması bir günlük bir operasyonla tamamlanmış.
Microsoft veri merkezini su altından iki yıl sonra çıkardığında sonuçları ne oldu?
Yuvarlak tüp şeklindeki konteyner çeperi ince bir yosun ile kaplanmış ve küçük midye tabakaları yapışmış olarak ve tabanın birleşmesinde ise deniz anemonları ile su altından çıkarıldı. Bu konteyner üzerinde sertleşmiş katmanlar oluşmadığı, yüzeye yapışanların ise genelde deniz pisliği olduğu ve dolayısıyla, konteynerin temizliği araştırma ekibinin beklediğinden çok daha iyi olduğu sonucuyla değerlendirildi.
Konteyner deniz yüzeyinden çıkarıldıktan sonra sunucuları koruyan ve soğutmasını sağlayan su geçirmez gövdesi temizlendi. Daha önceden kuru nitrojen doldurulmuş olan tüm içinden hava örnekleri alınarak incelemeye gönderildi. Amaç kablo ve diğer ekipmanların salgıladığı gaz ile nasıl bir etkileşim gösterdiğinin tespit edilmesiydi. Daha sonra konteyner bir kamyonla araştırma merkezine götürülerek açıldı ve fiziksel tespitler yapıldı. Sonuçta birkaç sunucu ve kablo hasarı tespit edildi. Karadaki sunucular ile deniz yüzeyindeki sunucular arasında tam olarak 8 kat fark ortaya çıktı. Yani deniz altında sunucular karada ki sunuculara göre 8 kat daha fazla güvenilir olduğu ortaya çıktı. Bunun en büyük iki bileşeni yani; nitrojenin oksijene göre daha az aşındırıcı olduğunu ve sunucuları sarsacak veya çarpacak insan faktörünün yokluğu.
Deniz altına konumlandırılan veri merkezi projesi sonrası sonuçlar;
Orkney adaları, su altında test yapılan veri merkezinin %100 yenilenebilir enerji kaynakları ile belenmesi sebebiyle tercih edilmiş. Dolayısı ile ileride dalga ve/veya rüzgar enerjisi ile birlikte yani yeşil enerji ile birlikte denemeler yapılabileceği sonucu çıkarılmış.
Yedek enerjinin karadan gelen fiber ile birleştirerek yapılabileceği fikri ortaya çıkmış.
Karaya göre yedek parça kullanımının artık ortadan kalktığı söylenebilir. Aydınlık bir veri merkezinde ortalama 5 yılda bir değişim yapılmaktadır.
Sistemin gücü ve güvenilirliği açısından karaya göre daha yüksek olduğu tespit edilmiş.
Denizin altında, tatlı su kaynakları, tarım ve vahşi yaşam gibi doğal ekolojik sisteme dokunmadan sistemin çalıştırıldığının ve soğutulmasının sağlandığı kanıtlanmış.
Daha önce karaya yani binalara konuşlandırılan veri merkezlerinin deniz suyu ile soğutulmasına yönelik birçok büyük teknoloji firmalarının projeleri olmuştu. Fakat Microsoft ilk defa veri merkezini komple su altına alarak süreci bambaşka bir noktaya taşımış ve yıkıcı inovasyon becerisini veri merkezi geliştirme süreçlerinde de göstermiş oldu.
Haberin kaynağını Microsoft sitesinden takip edebilirsiniz.
Fotoğraflar; Simon Douglas
Yorum Gönder
Teşekkürler.